Patrona Halil İsyanı
Patrona Halil isyanı basit bir olay olmayıp, ülkede farklı hayat tarzını tercih edenlerin arasındaki ihtilafı gidermek için yapıldığına dâir romanlar kaleme alınmıştır bu memlekette. Romancılar, yazdıklarını basan makineleri yâni matbaayı kullanışa açan adam olan Damad Nevşehirli İbrahim Paşa'yı bile kötüleme yolundan ayrılmamışlardır. Çünkü tarihi roman yazarları ellerine aldıkları bir fenomeni ve o fenomenin kahramanını yüceltebilmek için nice hakikatleri, nice hizmetleri yok saymaktan içtinab etmezler. Patrona Halil, tarih sayfalarında bahse konu olduğunda bir sahifeyİ bile dolduracak ehemmiyete hâiz değildir. Ne varki; tarihin sahnesine çıkardığı vak'a daha asırlarca anılacak ve üzerinde tartışmalar açılacak cinstendir. Yeniçeri Ocağının onyedinci bölüğünden olan Patrona Halil aslen Arnavud olup, Hurpüşteli'dir. Kader arkadaşı Muslubeşe ise, Rusçuk kazasının Karalar köyünden olup, Ulah asıllı olduğu İsmail Hakkı Üzunçarşılt tarafından belirtilmiştir. Bunların avanelerinden bazılarının adlan şöyledir: Ali usta, Karayılan, Çınar Ahmed, Oduncu Ahmed, Derviş Mehmed, Erzurumlu Mehmed, Küçük Muslu, Cebecilerden Kutucu Hacı Hüseyin ve Manav İsmail ve v. s Patrona Halil'i hamam tellağı diye anarlarda, yaptığı işe cesaretini hesaba almak istemezler. İstanbul'da Beyazıd'dan aşağı doğru inilirken sağ kolda kaldırım üstünde kubbesi sağlam, ancak her yerinden ağaçlar çıkmış bir eski hamam vardır ki; bu hamam, Patrona Halil'in bir müddet çalıştığı yer olması münasebetiyle Patrona Halil Hamamı olarak elan anılmaktadır.
İsyan Nasıl Başladı?
25/eyIül/1730 yılı mevlid kandili münasebeti ile tertiplenen alay esnasında isyanı patlatmak istedilerse de, böyle mübarek günde dini hislerine yönelmiş ahaliyi, patlatılacak ihtilâl hareketine imâle etmenin adetâ imkânsız olduğunu söyleyen görüşe hak verdiler ve isyan ertelendi. Aradan dört gün geçti, yâni 1 143/rebiülevverinin 15. perşenbe günü/l 730/eylül ayının 29. günü, Patrona başta olduğu halde onyedi tane yeniçeri askeri Bayezid Camii'nin Kaşıkçılar kapısı tarafından ellerinde kılıçları ve bayrak olduğu halde, bir kaç koldan yürüyüşe geçtiler ve davamız var! Sedalarıyla ortalığı velveleye vermeyi başardılar. Et meydanına epeyi b't-kalabalığı topladılar. Patrona Halil yanına bir kuvvet alarak, Süİeymaniye'de bulunan Ağakapısına gitti. Yeniçeriağası Hasan Ağa 300 kişilik bir kuvvetle karşı koyduysada, çabuk dağıldı ve kaçmayı tercih etti.
Patrona ve arkadaşları cesaretlerinin arttığını gördüler. Orada bulunan tutukluları serbest bıraktılar vede aralarına aldılar. Buna inzimamen İstanbul'un bütün hapishanelerindeki mahkumlar başta Baba Cafer zindanındakiîer olmak üzere serbest bırakıldılar. Tersane ve taş gemilerindeki mahkumlarda bundan müstefid oldular.
Son yorumlar
- Aleyküm selam değerli
6 yıl 5 hafta önce - solucan
6 yıl 7 hafta önce - lannn
6 yıl 7 hafta önce - hürem
6 yıl 7 hafta önce - Sultan melikşan neden
6 yıl 50 hafta önce - Sultan Abdulmecid'in Culus tarihi YALNIS yazilmis-
7 yıl 11 hafta önce - kurgu falan degıl. anımasyon
7 yıl 26 hafta önce - gercekten tebrık ederım. bu
7 yıl 26 hafta önce - İFTİRA
8 yıl 16 hafta önce - Kız mısın erkek misin sen
8 yıl 30 hafta önce
Yeni yorum gönder