d) Saîd İbnu Cübeyr

d) Saîd İbnu Cübeyr

Tâbiîn´in büyüklerindendir. Siyâhîdir. Haccâc-ı Zâlim tarafından 95 hicri yılında öldürülmüştür. İbnu Abbâs, Adiy İbnu Hâtim, İbnu Ömer, Abdullah İbnu Muğaffel gibi büyük sahâbelerden ders almıştır. Kendisinden de Câfer İbnu Ebî´l-Muğire, Ebu Bişr Cafer İbnu İyâs, Eyyûb es-Sahtiyânî, el-A´meş, Atâ İbnu´s-Sâib gibi pek çokları hadîs almışlardır. Öldüğünde, meşhur kavle göre, 49 yaşında idi.

Bilhassa tefsîr sahasında tanınmıştır. Halîfe Abdülmelik İbnu Hişâm için bir tefsîr kitabı yazmıştır. Kûfe halkı, hacc sırasında, İbnu Abbas (radıyallahu anh)´a bazı meseleleri sorunca İbnu Abbas: "Sizde, Küfe´de yaşayan Saîd İbnu Cübeyr yok mu, gidip ondan sorun" diye cevap verirdi.

Saîd İbnu Cübeyr hadîs yazmasıyla da tanınmıştır. Talebelik döneminde İbnu Abbas (radıyallahu anh)´ı boş bırakmaz hep onu takip eder, rivâyetlerini yazardı. O kadar ki, bazan berâberindeki kağıtları dolar, yazacak yeri kalmazdı. Böyle durumlarda, hadîsleri elbisesine, eline, ayakkabısına bineğinin semerine yani müsait bulduğu her yerine yazar eve varınca temize çekerdi.

Saîd İbnu Cübeyr, Ata İbnu Ebî Rabâh´ın hacc´la ilgili, Tâvus İbnu Keysân´ın helâl ve haramla ilgili, Mücâhid´in tefsirle ilgili, Saîd İbnu´l-Müseyyib´in talâkla ilgili meselelere giren bilgilerini nefsinde toplamıştı. Bunları kendi talebelerine topluca aktarmış, onlar da rivayet etmiştir.

Saîd İbnu Cübeyr´in dinî yönü de ibretlerle doludur. Geceleri ağlamaktan gözlerinin zayıfladığı rivâyet edilir. Şu ayeti yirmi küsür sefer tekrar ederken işitenler olmuştur (meâlen): "Allah´a döneceğiniz ve sonra haksızlığa uğramadan herkesin kazancının kendisine eksiksiz verileceği günden korkunuz" (Bakara: 2/281). Bir gece Ka´be´ye girerek bir rek´atte Kur´ân´ın tamamını okuduğu, her iki gecede bir hatim indirdiği, hiç kimsenin yanında gıybet edilmesine müsaade etmediği, onun hakkında yapılan rivayetlerdendir.Haccâc´ın onu öldürme sebebi, İbnu´l-Eş´as´ın yanında yer alarak kendisine karşı mücâdele etmiş olmasıdır.

Haccâc, kendisini çağırır. Aralarında şu konuşma geçer:

- Sen Şakî İbnu Küseyr´sin!

- Ben Saîd İbnu Cübeyr´im...

- Seni öldüreceğim!

- Öyleyse ben annemin verdiği isim üzereyim (Şakî yani bedbaht değil saîdim (bahtiyarım), zulmen öldürüleceğim için cennetlik olacağım, bahtiyarım). Bırak beni, iki rek´at namaz kılayım.

- Bunu hıristiyanların kıblesine çevirin.

- "Doğu da batı da Allah´ındır, nereye dönerseniz Allah´ın yönü orasıdır." (Bakara: 2/115). Saîd İbnu Cübeyr, Haccac´a şunu söyler:

- Ben, sana karşı, Hz. Meryem´in istiâzesiyle istiârede bulunacağım. O şöyle diyerek istiâze etmişti: "Eğer Allah´tan sakınan bir kimse isen, senden Rahmana sığınırım" (Meryem: 19/18, 19)

Saîd İbnu Cübeyr, babasının öldürülme haberine ağlayan oğluna: "Niye ağlıyorsun? Babanın elli yedi yaşından sonra ölmesine mi?" der.

Meymûn İbnu Mihrân: "Saîd İbnu Cübeyr öldüğü zaman yeryüzünde bulunan herkes ona muhtaçtı" demiştir.

Said´in koparılan başı, birincide çok fâsih olmak üzere üç kere "Allahüekber" der.

Saîd İbnu Cübeyr öldürülünce Haccâc´ın aklına şaşkınlık gelir, sözlerini tartamaz. Uyuduğu zaman rüyasında Saîd´i görür, yakasından tutup: "Ey Allah´ın düşmanı beni niye öldürdün?" der. Haccâc da "Saîd İbnu Cübeyr´e yazık ettim, Saîd İbnu Cübeyr´e yazık ettim!" diye sayıklar. [127]
Top