Umeyr İbnu Vehb (r.a)

Umeyr İbnu Vehb (r.a)

«Umeyr İbnu Vehb, şimdi bana çocuklarımdan daha sevimlidir»[1].

Umeyr İbnu Vehb el-Cümahî, Bedir savaşından kendini kurtararak ;, Mekke´ye dönmüş, fakat geride, oğlu Vehb´i müslümaniarın eiine bırakmıştı.

Umeyr, müslümanların; babasının suçu sebebiyle, çocuğunu he­saba çekmelerinden, kendisinin; Rasûiüllah´a ve ashabına yapmış ol­duğu eza, cefaya karşılık, ona işkence etmelerinden korkuyordu.

Bir kuşluk vakti Umeyr, Kabe´yi tavaf etmek ve putlarından uğur dilemek için Mescid´e gitti. Safvan İbnu Ümeyye´yi Hicr´de otururken gördü. Yanına gidip : :

«? Hayırlı sabahlar», dedi. Vafvan da ona :

«? Otur, biraz konuşalım. Vakit ancak lâfla öldürülür», dedi.

Umeyr, Safvan İbnu Ümeyye´nin yanına oturdu. İkisi, çeşitli konuları, başlarına gelen büyük felâketi konuşmaya, müslümaniarın eline düşen esirleri saymaya ve onların öldürülüp de Bedir´deki kuyunun de­rinliklerinde kaybolup giden Kureyş büyüklerini ah-vah ederek anma­ya başladılar,

Safvan İbnu Ümeyye, derin derin soluk alıp dedi ki :

«? İnan, bundan sonra yaşamaya değmez». Umeyr:

«? Gerçekten doğru söyledin», dedi. Biraz sustuktan sonra :

«?Yemin ederim ki, eğer ödenecek borçlarım olmasa ve benden sonra, perişan olmalarından korktuğum ailem bulunmasaydı, «Muham-med´in üzerine gider, öldürüp işini bitirir ve böylece onun kötülüğünü önlerdim», dedi. Sonra, alçak bir sesle sözüne şunu ekledi :

«? Yesrîb´e gidişim şüphe uyandırmaz. Çünkü oğlum Vehb on­ların elinde esirdir».

Safvan İbnu Ümeyye, Umeyr İbnu Vehb´in konuşmasını ganimet bilip, bu fırsatı kaçırmak istemedi. Dönüp şöyle dedi :

.? Umeyr! Bütün borcunu üzerime alıyorum. Ne kadar olursa ol­sun, ben öderim... Ailene gelince ben ve onlar sağ oldukları müddet­çe, onlara kendi ailem gibi bakarım...

Malım onların hepsine yeter. Onlara rahat bir geçim sağların Umeyr dedi ki :

«? Öyleyse bu konuştuklarımız aramızda kalsın, başka birine s| teme». Safvan :

«? Tamam, sen de söyleme».

Umeyr, içinde Muhammed (s.a.v.)´e karşı beslediği intikamla Ka­be´den çıkıp- niyet ettiği şeyi gerçekleştirmek için hazırlanmaya baş­ladı.

Bu yolculuktan herhangi birinin şüphelenebileceğim sanmıyordu. Çünkü Kureyş´ten bazıları da esirlerini kurtarmak için, Yesrib´e gidip geliyorlardı.

Umeyr İbnu Vehb, kılıcının bilenmesini ve üzerine zehir sürülı sini emretti. Biniti hazırlanıp getirildi ve bindi.

Kin ve kötülük dolu olarak Medine´ye doğru yola çıktı.

Umeyr Medine´ye vardı. Rasûlüllah´t (s.a.v.) görmek maksadıyla Mescide gitti. Mescidin kapısına yakın bir yerde devesini çöktürüp, orada beklemeye başladı.

Ömer İbnu´l-Hattab ve bazı sahabîler tam o anda Mescidin kapısına yakın bir yerde oturmuşlar, şu konuları konuşuyorlardı :

Bedir ve ondan sonraki Kureyş´li öiü ve esirler...

Muhacir ve ensâr´ın gösterdiği kahramanlıklar...

Allah´ın kendilerine ikram ettiği zafer ve düşmanlarına verdiği ye

Böylece, Hz. Ömer, Umeyr İbnu Vehb´in devesinden inip, kılıcını kuşanmış olarak Mescide doğru gittiğini ve ürkek ürkek yürüdüğünü, gördü. Dedi ki :

«? Bu köpek, Allah´ın düşmanı Umeyr İbnu Vehb´dir... Vallahi oj sadece kötülük için gelmiştir. Daha önce, Mekke´de müşrikleri bize kışkırtmıştı ve Bedir´den az önce onların casusu idi». Arkadaşlarına da:

«? Gidin, Rasûlüllah´ın (s.a.v.) yanında durun. Dikkatli olun daj, bu pis hilekâr, ona bir hainlik etmesin», dedi. Kendisi de, Rasûlüllafi (s.a.v.)´ın yanına gidip !

?? Ey Allah´ın Rasûlü! (s.a.v.) Allah´ın düşmanı Umeyr İbnu Vehb kıhcınr kuşanarak gelmiş. Ben onun sadece kötülük için geldiğini tah­min ediyorum». Rasûlüliah (s.a.v.) :

,<_ Onu benim yanıma getir», dedi. Hz Ömer, Umeyr İbnu Vehb´in yanına gitti. Yakasından tuttu ve kılıcının bağını boynuna geçirip, Ra­sûlüllah´ın (s.a.v.) yanına götürdü. Peygamber (s.a.v.), onu bu halde görünce, dedi ki

«? Onu serbest bırak. Ömer! Serbest bırak». Sonra da :

«?Sen geride dur», dedi. Ömer geri çekildi. Hz. Peygamber (s.a.vİ) Umeyr İbnu Vehb´e yönelip :

«_Yak!aş ya Umeyr!» dedi. Umeyr yaklaştı ve Rasûlüilah´a (s.a.v.) :

«? Hayırlı sabahlar!» dedi. (Câhiiiyye devrinde böyle selâmlaşır-lardı). Rasûlüllah (s.a.v.) :

«? Allah bize. senin selâmından daha hayırlısını ikram etti. Ey Umeyr! Allah bize «es-Selâm»ı ikram etti. Bu Cennettekilerin selâmı­dır», dedi. Umeyr şöyle dedi :

«? Sen bizim selâmımıza yabancı değilsin. Bunu yeni çıkardm». Rasûlüllah (s.a.v.) :

«? Umeyr! Buraya niçin geldin?» dedi. Umeyr:

«? Elinizdeki şu esiri kurtarırım ümidiyle geldim. Bana bu konu­da iyi davranınız», dedi. Rasûlüllah sordu :

«? Boynundaki şu kılıç ne oluyor». O da cevap verdi :

«? Allah kılıçların belâsını versin. Onlar bize Bedir´de bir j§yda verdi mi?» Rasûlüllah (s.a.v.) :

«? Doğru söyle, niçin geldin Umeyr?» dedi. Umeyr: «? Sadece bunun için geldim», dedi. Rasûlüllah (s.a.v.):

«~ Hayır, sen Safvan İbnu Ümeyye ile Hicr´de oturup, Kureyş bü­yüklerinden Bedir´deki kuyuya atılanları konuştunuz ve sen dedin ki :

«? Borcum ve ailem olmasaydı Muhammed´i öldürmek için gider­dim...» Safvan İbnu Ümeyye, beni öldürmen karşılığında, senin borcu­nu ödemeyi ve aileni geçindirmeyi üzerine aldı... Fakat Allah, aramıza girdi ve engel oldu».

Umeyr bir an afalladı. Arkasından şöyle dedi :

«? Şehadet ederim ki; sen Allah´ın elçisisin». Yine sözüne de­vam etti:

«? Ey Allah´ın Rasûlü! Biz, senin semâdan getirmiş olduğun ha­berleri ve-sana inen vahyi yalanlıyorduk. Fakat bu hadiseyi Safvan îbnu Ümeyye´yle benden başka hiç kimse bilmiyordu... Vallahi, kesin ola­rak inandım ki, sana bu haberi ancak Allah getirmiştir... Müslüman olmam için, beni sana gönderen Allah´a hamdolsun... Sonra şehadet getirdi :

«? Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Ra­sûlüllah». Ve müslüman olmuştu.

Rasûlüllah (s.a.v.) ashabına :

«?Kardeşinize dinini ve Kur´ân´ı öğretin. Esirini de salıverin», dedi.

Müslümanlar, Umeyr İbnu Vehb´in İslâm´a girişine çok sevindiler. Hatta Ömer İbnu´l-Hattab şöyle demiştir:

«? Umeyr İbnu Vehb, Rasûlüilah´a (s.a.v.) ilk geldiğinde, domuz bana ondan daha sevimli idi. Bugün ise, o oğullarımdan daha sevimlidir

Umeyr, İslâm´dan öğrendikleriyle içini temizleyip, kalbini Kur´ân nuruyla doldurmakta ve hayatının en güzel, en verimli günlerini yaşa­maktayken. Mekke´yi ve Mekke´dekileri unutmuştu.

Safvan İbnu Ümeyye kendini hayâllerle avutuyordu. Kureyş´in toplantı yerlerine uğrayıp şöyle diyordu :

.? Yakında duyacağınız ve size Bedir olayını unutturacak olan büyük habere şimdiden sevinin».

Safvan İbnu Ümeyye´nin Umeyr´i beklemesi uzun sürünce, merakı artmaya başladı. O, yolcu kafilelerinden Umeyr´i soruyor, fakat hiçbi­risinden derdine derman olacak bir cevap alamıyordu... ve birisi ona gelip :

«? Umeyr müslüman olmuş...» dedi.

Duyduğu haber, onu yıldırım gibi çarptı. Çünkü o, yeryüzi kes müslüman olsa, Umeyr İbnu Vehb´in müslüman olacağın miyordu.

Fmeyr İbnu Vehb ise, dînini iyice öğrendikten ve biraz Kur´an-i Kerîm ezberledikten sonra, Peygamber (s.a.v.)´e gelip :

«? Ey Allah´ın Rasûlü! [s.a.v.J dedi. «Ben şimdiye kadar hep, Allah´ın nurunu söndürmek için çalıştım. Müslümanlara ağır işkenceler ettim. Şimdi Kureyş´i; Allah´a ve Rasûlü´ne davet etmek için Mek­ke´ye gitmeme izin verir misin? Eğer benim davetimi kabul eder­lerse ne âlâ. Şayet kabul etmeyip, yüz çevirirlerse, daha önce Rasû-lüllah´m fs.a.v.) ashabına ettiğim gibi, dinleri yüzünden onlara da ezi­yet ederim".

Rasûlüllah (s.a.vj, ona izin verdi Mekke´ye gitti ve Safvan İbnu Ümeyye´nin evine varıp dedi ki :

«? Safvan! Sen Mekke´nin efendilerindensin. Sen Kureyş´in aklı başında olan kişilerindensin. Bu taşlara tapmanın ve onlara kurban kesmenin dîn olduğunu mu zannediyorsun? Mantıken bu, doğru mudur? Ben ise; Allah´tan başka tanrı olmadığına ve Muhammed´in (s.a.v.) onun elçisi olduğuna şehadet ediyorum».

Bugünden sonra Umeyr, Mekke´de Allah´a davet etmeye başladı.

Onun vasıtasıyla birçok kişi müslüman olmuştur.

Allah, Umeyr İbnu Vehb´e bol bol sevap versin. Kabrini nûr etsin.[2]

--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ömer İbnu´l-Hattab

[2] Umeyr İbn Vehb hakkında geniş bilgi için aşağıdaki eserlere bbfcmız.

1- Hayatu´s-Sahabe (Dördüncü elitteki fihristlere bakınız),

2- İbn Hişam, es-Sîre, es-Saka´nm tahkiki [fihristlere bakınız).

3- Ei-İsabe, Tercüme : 6060.

4- İbn Sa´d´m Tabakatı, İV/146.

Dr. Abdurrahman Re?fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, Uysal Kitabevi: 1/30-35.
Top